Merhabalar,
Bu zamana kadar blogumu takip edenler az çok blog yazılarımın hangi konulardan oluştuğunu kavramış durumda. Mektuplar, kartpostallar, hediyeler, uzak doğu kültürü, dizileri, şarkıları, arkadaşlık deneyimleri, uygulama tanıtımları vs.
Bugün tamamen farklı bir konuyla karşınızdayım. Hem mutluluğumu paylaşacağım hem de sizlerinde işine yarayacak birkaç bilgilendirme yapacağım.
Üç yıl önce bu zamanlarda, Lys bitmiş üstümden ağırlık kalkmış mutlu ama boyuma göre oldukça kiloluydum. Delicesine ders çalıştığımız bir dönemden çıkmıştım. Bu dönemin bana getirisi güzel bir üniversite ve yaklaşık olarak 13 kiloydu.
Evet yanlış duymadınız 13 kilo aldım. Öncesinde normal kilom 55 -56 arası gidip gelirken Lys sonrası tartıda gördüğüm kilo 68'di. Çene hattım keskin olduğu için aldığım kilo yüzümü iyice doldurmuştu. Okulda bana kare surat- sünger bob kare pantolon diyen arkadaşlarım bile vardı :)
Üniversite hazırlık sürecinde nasıl beslendiğime değineyim birazda. Her gün mutlaka 200-300 kalorilik bir çikolata ya da 500-600 kalorilik bisküviyi tek başıma yerdim. Bir ekmeğin 2/3'üne domates peynir salatalık doldurur eve gelince akşam yemeği öncesinde 5 çayı niyetine yerdim. Okula da mutlaka bir şeyler götürürdüm yerdim. Dershaneye gider orada da yerdim. Meyve suları gazlı içecekler su gibi giderdi. Akşamları porsiyonlarım bir tabak sulu yemekse diğer tabak pilavdı. Doymadığım zamanlar tabaklara eklemeler yapardım. Tahmin edersiniz ki ekmekte yerdim. Beyaz ekmeği çok severdim. Bunları yazarken diyorum ki dünyaları yemişim ne mide varmış arkadaş.
Her ne kadar sağlıksız beslensem de, porsiyonda aşırıya kaçsam da sınav hazırlık psikolojisiyle ve masadan kalkmadan bir şeyler yediğimden, pek hareket etmediğimden bu kiloyu almam çok normaldi. O zamanlar tuhaf gelen bir şey yoktu, benim için önemli olan üniversiteyi kazanmaktı.
Sonra ne mi oldu? Üniversiteyi kazandım ve yediklerim de değişme olmadı. Okula götürdüklerim 2/3 ekmek arası kahvaltılık ve meyve suyu, buna ek olarak çikolata ya da bisküvi.
Bir gün pantolonumu giymekte zorlandığım için ailemle alışverişe çıktım yeni pantolonlara baktım. Elime aldığım pantolonları kabinde denediğimde sonuç hüsrandı. Az daha eli boş dönecektim ki sonunda bir tane bana olan pantolon buldum. Tahmin edersiniz ki o gün kendimi çok kötü hissettim. Dedim sen ne yapıyorsun silkelen ve kendine gel. Güldüğünde yanaklarından gözlerin gözükmüyor bu sen misin ne yaptın kendine.
Ablamın desteğiyle yediklerimi gözden geçirerek porsiyonlarım da oynamalar yaptık. Hazırlığın ortasında 68 kiloyken hazırlık sonrası 1. sınıfa başladığımda 57 kiloya inmiştim.
Neler yaptım? Kurallarım nelerdi?
-Çay şekersiz içilecek.( Her gün 4-5 bardak içerdim ve her bardağa bir kesme şeker atardım.)
-Çikolata ve bisküvi her gün yenmeyecek, çiğdem her gün yenmeyecek. Zaman zaman tadımlık yenebilir ama bir paket tek başına bitirilmeyecek.
-Abur cubur yerine meyve yenecek. Okula koca bir yeşil elma götürüyordum.
-Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği yenecek. Sabahları bir dilim, akşamları ise sadece sulu yemek olduğunda az miktar da tüketilecek.
-2 tabak yemek yerine bir tabakta iki yemek olacak şekilde porsiyon ayarlanacak.
---
Verdiğim bu kilo spor yapmadan gitti. Eğer ciddi alışkanlıklarınız varsa (her gün çiğdem yemek, bisküvi yemek, şekerli çay veya gazlı içecek içmek gibi) ve bu alışkanlıklardan vazgeçerseniz, vücut kendiliğinden veriyor o kiloları.
Hazırlık sonrası 1. sınıfa başladığımda arkadaşlarım bendeki değişime şok geçirmişlerdi. Sorduklarında gururla 11 kilo verdim diyebiliyordum.
1. sınıfta porsiyon düzenimi değiştirmesem de abur cuburları yine tüketmeye başlamıştım. Mimarlık okuduğum için çok çalışıyordum uykusuz kalıyordum. Aldığım kalorileri bu şekilde yakıyor olsam gerek.
Bir yıl kadar kilom pek oynamadı. Benim için 11 kilo vermek mucize gibi geldiğinden bende halimden memnundum, eski pantolonlarımı giyebiliyordum nasılsa.
2. sınıfın ikinci dönemi yani geçen bahar, sanırım fazla fotoğraf çekilmekten, arkadaş fotoğraflarında yüzümün kilolu çıkmasından yakınarak kilo vermem gerektiğini düşündüm. Artık abur cubur yemiyordum diyet bisküvileri yiyordum.( diyet bisküvilerinin de abur cuburdan farkı olmadığını anlamam 5-6 ayımı aldı.)
2. sınıf zorlu geçtiğinden 56 kiloya inmiştim. Birkaç gece üst üste sabahladığım bir gün tartıda 54.5 görünce dedim ki ben 52 kiloya düşerim, bunu başarabilirim. Bir süre daha dikkatli beslendikten sonra yazın gelmesi ve ramazanın başlamasıyla yemelerim tekrar arttı. Kendime verdiğim sözleri unuttum ve yedim de yedim.
Ramazandan hemen sonra, kilo verme çalışmalarına başladım. 55 kiloydum ama artık olmak istediğim kilo 50'ydi. Vücut yapım sebebiyle kilo verince bacak kalınlığım azalmamıştı. Bu şekilde kalınlığın gideceğini düşünerek ölüm diyeti olarak adlandırılan günde 500-700 kaloriyle beslenme düzenine geçiş yaptım. Kahvaltıyı çok sevmeme rağmen porsiyonları azalttım akşamları çok az yedim. Ara öğün yapmadım. Yerimden kalktığımda başım dönüyordu hemen oturuyordum tekrar. Kendime çok kızıyorum bunu vücuduma nasıl yaptım diye. 53 kiloya indim ve tam 52 yi görecekken kilomda ani artış oldu. Sebebiyse belli. Beslenme bozukluğu olduğundan vücut kendini korumaya aldı. Üzgündüm. Hem az yiyordum hem de kilo veremiyordum.
Bu süre içinde şehir dışından kuzenim bize geldi. Annem de pek bi hamarattır, kuzenim ne istediyse yaptı. Evde başka yemek olmadığından, kek börek pasta makarna ne varsa bende hepsinden azar azar yiyordum. Porsiyon kontrolü yapıyordum. Yemediğim zamanlara göre yüksek kalorili beslendiğim için tartıya çıkmaya korkuyordum.
Akşamları kuzenim sıkılmasın diye parka çıkıyor spor aletlerine biniyorduk. Benimde hoşuma gidiyordu kendime hedef koyup her birinden 200 kere yapmaya çalışıyordum. Araştırmalarım sonucu vücut şekillendirici hareketleri ve squat çalışmalarını evde vakit buldukça yapmaya başladım. Tartılmamaya devam ediyordum. Spor yaptığım için evdekiler merak ediyordu kilo verdim mi diye. Ama kalorili beslendiğim için kilo verdiğimi sanmıyordum. Yine de spora devam ediyordum.
Ta ki bir gün merakıma yenilip tartıya çıktım. 52.3 görünce kendime inanamadım 1 kilo vermiştim. Hem istediğimi yiyordum hem de yaptığım spor fazla zorlayıcı değildi. Kendime inanmaya başladım ve sağlam bir araştırma yaptım.
Ara öğün kavramını tam olarak kavrayınca, 700 kalorilik diyette ne kadar büyük hata yaptığımı anladım. Evde öğün aralarında bir şeyler atıştırarak metabolizma hızımı arttırdığımı fark ettim. Mekik ve squat üzerinde çalıştım ip atladım, parktaki spor aletlerine bindim.
İnanır mısınız kek poğaça ara öğün tatlı tarifleri araştırırken buluyorum artık kendimi. İstediğimi yiyorum, önemli olan ne yediğini, ne kadar yediğini bilmek. Un ve şeker yerine başka alternatifler kullanabildiğim fit tatlı adında yapılan sağlıklı ara öğünleri bolca yapmaya başladım . Evdeki herkes şok :)
Yemek sonrası için hazırladığım meyve tabakları için ayrı özeniyorum, kahvaltı tabaklarım için ayrı.
Yumurta, süt, peynir, yoğurt mutlaka tüketmeye çalışıyorum.
Her gün mutlaka bir bardak yeşil çay içiyorum.
Ekmeği arttırdım, kahvaltılarda yaklaşık 2 dilim yiyorum.
Her akşam mutlaka yoğurt, ara öğünlerde hurma, ceviz, yulaflı puding, muz, şeftali gibi sağlıklı atıştırmalıklar yiyorum.
Çerez olarak tercihim beyaz leblebiden yana. Yağ oranı yok denecek kadar az.
Patlamış mısırı yağsız patlatıyorum. Kalorisi de oldukça düşük ve lif oranı yüksek. ( Aşırı diyet dönemlerimde etinin pirinç patlağını çok tükettiğimden yağsız patlamış mısıra alışmıştım.)
Evet arkadaşlar, sağlıksız diyetime başladığımda ramazan sonuydu, ve bugün kurban bayramının ilk günü. Tartıda görülen kilo 50 :)
Bacaklarımı inceltmeyi ise her gün yaptığım basit ama düzenli hareketlere borçluyum.
Amacıma ulaştım, artık yapmam gereken kilomu korumak. Waffle mı? Tabii ki yiyeceğim. Et, tavuk, pide, döner, kebap, asla vazgeçmem. Tek yapmam gereken kontrollü beslenme ve çok yediğimi düşündüğümde sporla dengeleme. Günlük squat ve mekik hareketlerine devam, 2-2.5 litre su ve yeşil çaya devam. Her gün şekersiz türk kahvesi ve sade maden suyuna devam. Metabolizmaya faydası olduğu kadar sağlığınıza da oldukça faydalı bu saydıklarım.
Yediğim birkaç öğünü sizinle paylaşayım o halde.
Yakında tekrardan alışverişe çıkacağım. Pantolon almam gerek. Bu sefer kilodan değil, pantolonlar belimden düştüğünden :)
---
Yazımı sabırla okuduğunuz için teşekkürler :)
Bu zamana kadar blogumu takip edenler az çok blog yazılarımın hangi konulardan oluştuğunu kavramış durumda. Mektuplar, kartpostallar, hediyeler, uzak doğu kültürü, dizileri, şarkıları, arkadaşlık deneyimleri, uygulama tanıtımları vs.
Bugün tamamen farklı bir konuyla karşınızdayım. Hem mutluluğumu paylaşacağım hem de sizlerinde işine yarayacak birkaç bilgilendirme yapacağım.
Üç yıl önce bu zamanlarda, Lys bitmiş üstümden ağırlık kalkmış mutlu ama boyuma göre oldukça kiloluydum. Delicesine ders çalıştığımız bir dönemden çıkmıştım. Bu dönemin bana getirisi güzel bir üniversite ve yaklaşık olarak 13 kiloydu.
Evet yanlış duymadınız 13 kilo aldım. Öncesinde normal kilom 55 -56 arası gidip gelirken Lys sonrası tartıda gördüğüm kilo 68'di. Çene hattım keskin olduğu için aldığım kilo yüzümü iyice doldurmuştu. Okulda bana kare surat- sünger bob kare pantolon diyen arkadaşlarım bile vardı :)
Üniversite hazırlık sürecinde nasıl beslendiğime değineyim birazda. Her gün mutlaka 200-300 kalorilik bir çikolata ya da 500-600 kalorilik bisküviyi tek başıma yerdim. Bir ekmeğin 2/3'üne domates peynir salatalık doldurur eve gelince akşam yemeği öncesinde 5 çayı niyetine yerdim. Okula da mutlaka bir şeyler götürürdüm yerdim. Dershaneye gider orada da yerdim. Meyve suları gazlı içecekler su gibi giderdi. Akşamları porsiyonlarım bir tabak sulu yemekse diğer tabak pilavdı. Doymadığım zamanlar tabaklara eklemeler yapardım. Tahmin edersiniz ki ekmekte yerdim. Beyaz ekmeği çok severdim. Bunları yazarken diyorum ki dünyaları yemişim ne mide varmış arkadaş.
Durumumu açıklayan yıllar öncesine ait birkaç fotoğraf
Her ne kadar sağlıksız beslensem de, porsiyonda aşırıya kaçsam da sınav hazırlık psikolojisiyle ve masadan kalkmadan bir şeyler yediğimden, pek hareket etmediğimden bu kiloyu almam çok normaldi. O zamanlar tuhaf gelen bir şey yoktu, benim için önemli olan üniversiteyi kazanmaktı.
Sonra ne mi oldu? Üniversiteyi kazandım ve yediklerim de değişme olmadı. Okula götürdüklerim 2/3 ekmek arası kahvaltılık ve meyve suyu, buna ek olarak çikolata ya da bisküvi.
Bir gün pantolonumu giymekte zorlandığım için ailemle alışverişe çıktım yeni pantolonlara baktım. Elime aldığım pantolonları kabinde denediğimde sonuç hüsrandı. Az daha eli boş dönecektim ki sonunda bir tane bana olan pantolon buldum. Tahmin edersiniz ki o gün kendimi çok kötü hissettim. Dedim sen ne yapıyorsun silkelen ve kendine gel. Güldüğünde yanaklarından gözlerin gözükmüyor bu sen misin ne yaptın kendine.
Ablamın desteğiyle yediklerimi gözden geçirerek porsiyonlarım da oynamalar yaptık. Hazırlığın ortasında 68 kiloyken hazırlık sonrası 1. sınıfa başladığımda 57 kiloya inmiştim.
Neler yaptım? Kurallarım nelerdi?
-Çay şekersiz içilecek.( Her gün 4-5 bardak içerdim ve her bardağa bir kesme şeker atardım.)
-Çikolata ve bisküvi her gün yenmeyecek, çiğdem her gün yenmeyecek. Zaman zaman tadımlık yenebilir ama bir paket tek başına bitirilmeyecek.
-Abur cubur yerine meyve yenecek. Okula koca bir yeşil elma götürüyordum.
-Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği yenecek. Sabahları bir dilim, akşamları ise sadece sulu yemek olduğunda az miktar da tüketilecek.
-2 tabak yemek yerine bir tabakta iki yemek olacak şekilde porsiyon ayarlanacak.
---
Verdiğim bu kilo spor yapmadan gitti. Eğer ciddi alışkanlıklarınız varsa (her gün çiğdem yemek, bisküvi yemek, şekerli çay veya gazlı içecek içmek gibi) ve bu alışkanlıklardan vazgeçerseniz, vücut kendiliğinden veriyor o kiloları.
Hazırlık sonrası 1. sınıfa başladığımda arkadaşlarım bendeki değişime şok geçirmişlerdi. Sorduklarında gururla 11 kilo verdim diyebiliyordum.
1. sınıfta porsiyon düzenimi değiştirmesem de abur cuburları yine tüketmeye başlamıştım. Mimarlık okuduğum için çok çalışıyordum uykusuz kalıyordum. Aldığım kalorileri bu şekilde yakıyor olsam gerek.
Bir yıl kadar kilom pek oynamadı. Benim için 11 kilo vermek mucize gibi geldiğinden bende halimden memnundum, eski pantolonlarımı giyebiliyordum nasılsa.
2. sınıfın ikinci dönemi yani geçen bahar, sanırım fazla fotoğraf çekilmekten, arkadaş fotoğraflarında yüzümün kilolu çıkmasından yakınarak kilo vermem gerektiğini düşündüm. Artık abur cubur yemiyordum diyet bisküvileri yiyordum.( diyet bisküvilerinin de abur cuburdan farkı olmadığını anlamam 5-6 ayımı aldı.)
2. sınıf zorlu geçtiğinden 56 kiloya inmiştim. Birkaç gece üst üste sabahladığım bir gün tartıda 54.5 görünce dedim ki ben 52 kiloya düşerim, bunu başarabilirim. Bir süre daha dikkatli beslendikten sonra yazın gelmesi ve ramazanın başlamasıyla yemelerim tekrar arttı. Kendime verdiğim sözleri unuttum ve yedim de yedim.
Ramazandan hemen sonra, kilo verme çalışmalarına başladım. 55 kiloydum ama artık olmak istediğim kilo 50'ydi. Vücut yapım sebebiyle kilo verince bacak kalınlığım azalmamıştı. Bu şekilde kalınlığın gideceğini düşünerek ölüm diyeti olarak adlandırılan günde 500-700 kaloriyle beslenme düzenine geçiş yaptım. Kahvaltıyı çok sevmeme rağmen porsiyonları azalttım akşamları çok az yedim. Ara öğün yapmadım. Yerimden kalktığımda başım dönüyordu hemen oturuyordum tekrar. Kendime çok kızıyorum bunu vücuduma nasıl yaptım diye. 53 kiloya indim ve tam 52 yi görecekken kilomda ani artış oldu. Sebebiyse belli. Beslenme bozukluğu olduğundan vücut kendini korumaya aldı. Üzgündüm. Hem az yiyordum hem de kilo veremiyordum.
Bu süre içinde şehir dışından kuzenim bize geldi. Annem de pek bi hamarattır, kuzenim ne istediyse yaptı. Evde başka yemek olmadığından, kek börek pasta makarna ne varsa bende hepsinden azar azar yiyordum. Porsiyon kontrolü yapıyordum. Yemediğim zamanlara göre yüksek kalorili beslendiğim için tartıya çıkmaya korkuyordum.
Akşamları kuzenim sıkılmasın diye parka çıkıyor spor aletlerine biniyorduk. Benimde hoşuma gidiyordu kendime hedef koyup her birinden 200 kere yapmaya çalışıyordum. Araştırmalarım sonucu vücut şekillendirici hareketleri ve squat çalışmalarını evde vakit buldukça yapmaya başladım. Tartılmamaya devam ediyordum. Spor yaptığım için evdekiler merak ediyordu kilo verdim mi diye. Ama kalorili beslendiğim için kilo verdiğimi sanmıyordum. Yine de spora devam ediyordum.
Ta ki bir gün merakıma yenilip tartıya çıktım. 52.3 görünce kendime inanamadım 1 kilo vermiştim. Hem istediğimi yiyordum hem de yaptığım spor fazla zorlayıcı değildi. Kendime inanmaya başladım ve sağlam bir araştırma yaptım.
Ara öğün kavramını tam olarak kavrayınca, 700 kalorilik diyette ne kadar büyük hata yaptığımı anladım. Evde öğün aralarında bir şeyler atıştırarak metabolizma hızımı arttırdığımı fark ettim. Mekik ve squat üzerinde çalıştım ip atladım, parktaki spor aletlerine bindim.
İnanır mısınız kek poğaça ara öğün tatlı tarifleri araştırırken buluyorum artık kendimi. İstediğimi yiyorum, önemli olan ne yediğini, ne kadar yediğini bilmek. Un ve şeker yerine başka alternatifler kullanabildiğim fit tatlı adında yapılan sağlıklı ara öğünleri bolca yapmaya başladım . Evdeki herkes şok :)
Yemek sonrası için hazırladığım meyve tabakları için ayrı özeniyorum, kahvaltı tabaklarım için ayrı.
Yumurta, süt, peynir, yoğurt mutlaka tüketmeye çalışıyorum.
Her gün mutlaka bir bardak yeşil çay içiyorum.
Ekmeği arttırdım, kahvaltılarda yaklaşık 2 dilim yiyorum.
Her akşam mutlaka yoğurt, ara öğünlerde hurma, ceviz, yulaflı puding, muz, şeftali gibi sağlıklı atıştırmalıklar yiyorum.
Çerez olarak tercihim beyaz leblebiden yana. Yağ oranı yok denecek kadar az.
Patlamış mısırı yağsız patlatıyorum. Kalorisi de oldukça düşük ve lif oranı yüksek. ( Aşırı diyet dönemlerimde etinin pirinç patlağını çok tükettiğimden yağsız patlamış mısıra alışmıştım.)
Evet arkadaşlar, sağlıksız diyetime başladığımda ramazan sonuydu, ve bugün kurban bayramının ilk günü. Tartıda görülen kilo 50 :)
Bacaklarımı inceltmeyi ise her gün yaptığım basit ama düzenli hareketlere borçluyum.
O zaman gelsin
BEFORE - AFTER
Amacıma ulaştım, artık yapmam gereken kilomu korumak. Waffle mı? Tabii ki yiyeceğim. Et, tavuk, pide, döner, kebap, asla vazgeçmem. Tek yapmam gereken kontrollü beslenme ve çok yediğimi düşündüğümde sporla dengeleme. Günlük squat ve mekik hareketlerine devam, 2-2.5 litre su ve yeşil çaya devam. Her gün şekersiz türk kahvesi ve sade maden suyuna devam. Metabolizmaya faydası olduğu kadar sağlığınıza da oldukça faydalı bu saydıklarım.
Yediğim birkaç öğünü sizinle paylaşayım o halde.
Ev yapımı meyve suyu- közlenmiş patates domates soğan ve köfte
Ev yapımı koca bir dilim pizza
Hamuruna dikkat ederseniz dışarda satılanlara göre ince.
(Yerken bıçakla ufak ufak keserek yerseniz daha çok doyuyorsunuz. Beynimize doydum sinyalinin gitmesi 15 dakikayı bulduğu için ufak parçalar halinde yemek hem doymanızı hem de kolay sindirmenizi sağlıyor.)
Hamuruna dikkat ederseniz dışarda satılanlara göre ince.
(Yerken bıçakla ufak ufak keserek yerseniz daha çok doyuyorsunuz. Beynimize doydum sinyalinin gitmesi 15 dakikayı bulduğu için ufak parçalar halinde yemek hem doymanızı hem de kolay sindirmenizi sağlıyor.)
Kahvaltı için haşlanmış patates- peynir- yumurta- közlenmiş patlıcan
(Belediyenin çıkarttığı tam buğday ekmekleri. Dilim kalın olduğu için tek dilim bile yeterli geliyor. İnce kestiğim de iki dilim yiyorum.)
Arada kaçamak gerek :)
Yarım şeftali ve üzüm
Yulaf ve muzdan yapılmış fırınlanmış atıştırmalık
Ev yapımı tam buğday unundan peynirli poğaça ve omlet
(Kahvaltı da poğaça yersem ekmek yemiyorum. Bu şekilde öğünlerinizi dengeleyebilirsiniz. Yumurta yemediğinizde peyniri arttırırsanız protein alımını da düşürmemiş olursunuz.)
Ev yapımı incirli dondurma ve muz
(Dondurmada şeker yok, bal veya pekmez kullanıyoruz yapımında. Muzları tarçınla ve hindistan ceviziyle süslerseniz yerken tatlı yemiş gibi hissedersiniz ve bu da sizin diyette olduğunuzu unutturur. Mutlu olursunuz kısacası :) )
Pekmezden yaptığım bezeler
(İlk başta çıtır çıtırdı birkaç gün içinde yumuşadı. Sadece bir yumurta akı ve 1 kaşık pekmez kullansam da 30 adet çıktı ve baya baya arttı bitiremedim.)
Kurban öncesi tutulan son sahur
2 sarma- omlet- muz- peynir-domates-salatalık-2 dilim ekmek
(Muzun üzerindekiler keten tohumu. Sindirimi kolaylaştırıyor, kabızlığa birebir. Susam gibi olduğundan meyvelere ve yoğurtlara serpiştiriyorum. Salatalık ve domateslere tuz atmak yerine nane kekik ve pul biber atıyorum.)
2 küçük incir- yarım şeftali ve türk kahvesi
Muzlu yulaflı puding
(Bugün yedim)
Yakında tekrardan alışverişe çıkacağım. Pantolon almam gerek. Bu sefer kilodan değil, pantolonlar belimden düştüğünden :)
---
Yazımı sabırla okuduğunuz için teşekkürler :)
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere hoşçakalın !!
Yazımı beğendiyseniz +1'lemeyi ve blogumu takip etmeyi unutmayın desteğinizi bekliyorum :)
Vallahi koca birrr Bravoooo👏Su yasima kadar maksimum 10 kilo verebilmis bir kiz olarak ayakta alkisliyorum.Inanilmaz guzel,detayli bir anlatim ve paylasim olmus.💕
YanıtlaSilböyle düşünmeniz çok mutlu etti samimi söylüyorum :)) çok teşekkürler ^-^
Silvaktinizi ayırıp okuduğunuz içinde ayrıca teşekkür ederim :)
Keyifle okudum emeğine sağlık :)
YanıtlaSilmutlu ettiniz teşekkür ederim :)
SilTebrik ederim azminden dolayı.
YanıtlaSilBlogunı takibe aldım.Banada beklerim,sevgiler
teşekkür ederim :) tabii ziyaret edeceğimden emin olabilirsiniz :)
Silyaa çok havalı tebrikler
YanıtlaSil:)
teşekkür ediyorum :))
Silcok faydalandim tesekkurler
YanıtlaSilRica ederim ne mutlu bana :)
Sil