ÇAYLAR !! - Diğer ülkeler ne tür çaylar içiyor? - Kültürel Paylaşım

Merhabalar!!
Ben geldim..
Küçük minik ufacık kitleme buradan selam olsun! :)

Bugün başka bir koleksiyonumu sizlerle paylaşmaya karar verdim.
Hayatımızın olmazsa olmazı, her akşam bizleri bir araya toplayan, sohbet muhabbet derken birkaç demlik bitirdiğimiz, alışkanlık haline getirdiğimiz bir lezzet!
ÇAY!



Boşalan bardakların doldurulması, demlik bittiyse haşlama yapılması(ki ben pek sevmem ama mecbur çaya doyamadıysam hoşgeldin haşlama!) hüp hüüp sesler!


Tavşan kanı lütfen^^

Evet hemen hemen her Türk evinde olan şeyler. Bu yüzden sizlere pekte uzak gelmedi.
Tabii aranızda çay sevmeyen vardır illaki.
Ama meyveli çaylara da hayır diyebildiğinizi pek sanmıyorum :)
Sallama çayında gözünü seveyim! Ama tabi demlik bir başka canım!
Şöyle efendime söyleyeyim su kaynayacak, (çaydanlık uçtu uçuyor der babam)
sonra demliğe boşaltacaksınız suyu. Kelebekler(çay parçacıkları)
su üstünde yüzecek ama bekleyeceksiniz çökene kadar. Çöktü mü tamamdır!
Bir film koyupta seyrettik mi, yanında dumanı tüten çay,
keyfimize diyecek yok! İşte bizim klasik Türk evlerimiz böyledir.
Var mı bizim gibi çay kültürüne sahip bir ülke??
Derken derken, merakımdan bana gelen sallama çayları
büyük bir heyecanla denemeye başladım. Şuracığa da koleksiyonumu bırakayım.


Çay aşktır arkadaşlar. Her gün arananlar arasındadır hele ki tiryakiler için.
 Çaykolikte diyebilirsiniz. Bizde Çaysadım diyoruz. 
Susamak gibi bir şey kısacası.

Hele ki bazılarımız plastik bardaktan içmemek için cam bardak taşır yanında bazen...


Okulda eskiz dersinden bir fotoğraf

***

      

Bunlarda çaysamaya sebep kitaplar

***


Çay edebiyatını yarıda bırakarak çayların nerelerden geldiğini anlatayım o halde.
Almanya, Tayvan, Amerika, Güney Kore, Darusselam, Fransa..
Ayrıca Güney Kore ve Rusya'dan gelen kahveleri de fotoğrafta görebilirsiniz.
Gelenler genelde meyveli çay fakat Güney Kore'den gelenlerin içinde çoğunlukla bitki çayı var.

Dizilerde de gördüğümüz gibi çayın yeri özel Kore'de. Önemli toplantılarda demliklerden çaylar bardaklara boşaltılıverilir hemen.
Bende bir heyecanla denedim bitki çaylarını.
En altta duran yeşilli beyazlı paket Kore bitki çayı. Tadı fena değildi.


                                                                              ***


Benim için tamamiyle hayal kırıklığı olan budur.
Çoğu blog yazarına gönderilmiş bir çay. 
Ben pek sevemedim. Arpa tadındaydı diye hatırlıyorum.
İçemeyip dökmüştüm :(



Almanya'da yaşayan Kazak arkadaşımın gönderdiği çay.
Tadı güzeldi. O yüzden sorun çıkmadan bitirebildim :)


Bu da Kore'den gelen kahve.
Tadının bizimkilerden hiçbir farkı yok.
Rahatça içilebilir.
Yalnız şöyle ki; sallama şeklinde. Ucu yırtılıp bardağa dökülen cinsten değil . 
Çay poşeti gibi.




Amerikalı mektup arkadaşımın gönderdiği çaylar.
Mangolu olan güzeldi. Üsttekini henüz içmedim. Mavili beyazlı poşetteki çayı da zar zor içtim diyebilirim. Beyaz çay diye geçiyor. Vanilyalıydı sanırım.


Aynı arkadaşımın gönderdiği diğer mektuptan çıkan çaylar. Henüz denenmediler.
Alttaki aynen o şekilde geldiği için mektup baharatlı çay kokuyordu.
 Görüntüsünden dolayı içmeye kıyamadım.
Çaylara özel ilgisi olan ve çay koleksiyonu çokça çay barındıran bir arkadaşımdır kendisi.
 İleride bu yönde bir dükkan açmayı planlıyor. Umarım hayallerini gerçekleştirebilir. :)



Farklı zamanlarda Tayvan'dan gelen aynı çaylar. Henüz denemeye fırsatım olmadı.



Eli bol arkadaşım Almanya'dan 5 poşet birden göndermişti. :)
Alttaki üçlüyü denedim.
En alttaki kirazlı vanilyalı. Vanilyadan dolayı pek sevemedim.
Diğerleri daha iyiydi.



İçtiğim hiçbir çayın, kahvenin poşetini atmıyorum, saklıyorum.
Hatta tutma yerlerini de çaydan ayırıp saklıyorum.
Alttaki ikili çok orijinal gelmişti gözüme.
Tutma yerleri kartondan. 
Üstteki klasik, ipe bağlıydı.



Son olarak Amerika'dan gelen bir başka çay.
Tadını tam hatırlamasam da tutma yerinde ki söz hoşuma gitti.
Live through consciousness, not through emotion.
Bilinçle yaşa, hisle değil.

*****

Sizler çaylar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Olmasa da olur mu yoksa aman yok olur mu ben demliğimi şöyle yamacıma alayım mı?

Yorumlarınızı merakla bekliyor olacağım. :)
Saat 01.46
Günlerden pazartesi.
Kore'de ki arkadaşım Seowon'un doğum gününü de kutlayarak yazıma son veriyorum. 
Herkese iyi geceler !!

안녕 내 예쁜 친구 서원!
생일 축하해!!
나랑 친구 해춰서 
너무 너무 너무 
고맙다! 
언제나 그리고 영원히 
친구 하자!!
            안녕! (ㅅ.ㅅ)




Yorumlar

  1. Cayı çok sevmediğim için olmasada olurlardanım galiba :) blogunuzu sevdim takibe alıyorum hemen :) bloghm ilginizi çekerse banada beklerim sevgiler :)

    YanıtlaSil
  2. All You Need Is Kill...güzel manga seçimi. Umarım ilerleyen zamanda görmesi gereken ilgiyi daha çok görür, saygılar.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder